Son Yazılar

11 Ağustos 2016 Perşembe

Kur-an Kitab Dubur (Önemli Özet)

KURAN`DA DUBUR NEDİR?

Bilinen bir şeyin eğer varsa bilinmeyenlerini de, görünen bir şeyin eğer varsa görünmeyenlerini de, anlaşılan bir şeyin eğer varsa anlaşılmayanlarını da hesaba katarak, daha görünür, daha bilinir, daha dinlenilir, daha hissedilir, daha anlaşılır hale getirme çabasına DABİRE-DUBUR denilir.

Bu yaklaşım özellikle 12/27`de yerine oturur ve Yusuf`un masum olduğunu ispatlar.
Bunu yapmadan herhangi bir şey hakkında ''bu budur'' demeye ise ZİNA denilir ve 24/2,3 ve 4.cü ayetlerde işte bu duruma dikkat çekilir. Bu ayetlerde Zina edene değnek ya da celde vurmak yoktur. Suç işleyenlerin tetkiki ve sınıflandırılmasında tam bir titizlik ve mümkün mertebe SIFIR HATA yapılmasına dikkat edilir. DUBUR deyimine bindirdiğimiz bu tanım HAYATIMIZIN HER YERİNDEDİR ve Kitabta geçen tüm DABİRE varyasyonlarına uymaktadır.

DUBUR için KUVVETLİ SORGULAMA gerekir. Ama bunu yaparken ayetlere ya da olaylara ya da kanıtlara dışarıdan kanıt ya da deyim eklememeliyiz. Bakın, bir asayiş olayında Polis bile bunların eklenmesini ya da olay mahallinden kanıtların çıkarılmasını engellemek için orayı kordon altına alıp, giriş ve çıkışı yasaklıyor. MİSAL; 6/88`de geçmemesine rağmen ALLAH lafzını eklersen ya da 20/32`de ki ŞİRK deyimine ''YARDIMCI'' deyimini yapıştırırsan işte bu ZİNA olur.

KURAN`DA MUBİYN NEDİR?

Bir şeyin MUBİYN olması ya da BEYAN edilmesi demek, o şeyi APAÇIK, herkesin anlayabileceği bir şekilde ifade etmek demek değildir. Bu deyimin ARAPÇA manasının bu olduğunu kabul ediyoruz ancak KURANİ manası bu değildir.
Eğer herhangi bir şey, yaşadığın hayatta yer bulabiliyorsa ve gerek sözel ve gerekse davranışlarında ÖRNEK VEREBİLECEĞİN şekilde yerini bulabiliyorsa, işte bu şey senin için MUBİYN olmuş demektir. MİSAL; şimdi lütfen 35/6`yı açın ve orada ŞEYTAN`ın bizim için DÜŞMAN olduğunu görün ama aynı Şeytan 7/22`de bizim için MUBİYN bir DÜŞMANA dönüştüğünü de görün. NEDEN? Çünkü Şeytan, ademe ve eşine, istediğini onların hayatlarında YER BULABİLECEK şekilde yaptırdı. Onların artık zihinlerinde değil, HAYATLARINDA YER BULDU. İşte böylece de MUBİYN oldu. Allah`ta Kuranı ve Kitabı için MUBİYN deyimlerini kullanıyor yani Kitabın her ayeti ya da Kuranın her ayeti, eğer senin hayatında ÖRNEK VEREBİLECEK şekilde yer bulamıyorsa, o senin için MUBİYN olamayacaktır.

Şimdi açın 30/1 ve 2.ci ayetlerini ve bu ayete şu soruyu sorun; ey ayetler, seni hayatımda nerede yaşayacağım? Şimdi açın 24/2 ve 3.cü ayetleri, eğer bu ayetleri sadece lisani manada anlarsanız size sorulacaktır; siz hiç zina yapan birine yüz değnek ya da celde ya da ne derseniz deyin vurdunuz mu? Vurulduğuna hayatınızda şahit oldunuz mu? Madem ki Allah bunu bana emrediyorsa, o zaman benim gidip öncelikle bir genelevin kapısında durmam ve Allahın bu ayetinin gereğini yapmam gerekirdi. Ben yapmadım, siz de yapmadınız! O halde 5/44`e göre mealen, Allahın indirdikleriyle hükmedemediğimiz için KAFİR mi oluyoruz? Açın 60/10`u; bu ayetin gereğini hiç yaptınız mı? Bu ayet sizin hayatınızda hiç yer buldu mu? Yani siz herhangi bir muhacir mumin bir bayanı imtihan ettiniz mi? Mumin olduğuna kanaat getirmediğinizde onu küffara teslim ettiniz mi? Eğer cevaplarınız HAYIR ise, o zaman bana bu kitapta ne anlatılıyor? TARİH mi anlatıyor? Fantezi mi anlatıyor? Böyle olunca bu kitaba HAYAT KİTABIM, insanlığı kurtaracak kitab nasıl diyeceğim? Desem bile kim inanır? İnsanların hayatlarında olmayan şeyleri insanlara örnek vererek mi onları KÜFR ve ZULM`den kurtaracağım? Muhammed kendi döneminde bu tür bir yaklaşımla mı arapları ikna etti? Tabii ki HAYIR! O zaman, DUBUR İLMİ`ni çalıştırmada gerekli olan KUVVETLİ SORGULAMA, herhangi bir ayet için ''ey ayet şu anda hayatımın neresindesin?'' şeklinde ki soruyla başlatılmalıdır!

DABİRE-TEDEBBÜR-DUBUR denilen şeyler, bir şeyin arka plan manasını verir. DUBUR deyiminin zıddı KUBUL`dür 12/26,27. SORGULAMADAN yani TEFAKKUH yapmadan asla DUBUR`a yani MAKSAT MANA`ya ulaşılamaz. DUBUR İLMİNİN TEMELİNİ, AYETLERİN KUVVETLİ SORGULANMASI teşkil eder. YA sorgulayıp KURAN ilmine ulaşacak-ulaştırılacağız ya da KİTAB İLMİ (13/43)`nde kalıp, sorular karşısında BATACAK, REZİL OLACAĞIZ!

Bizler YALNIZCA KURAN deriz. Kuranın indirilişi için ZAMAN tahsis etmeyiz. Kuranın indirilişini 1400 sene önceye değil aksine ZAMAN kavramından münezzeh sayarız. Kuran, İNSAN ve fedakarlığın olduğu her yer ve zaman diliminde indirilir. Kişi bunu hayatında yaşar. Hayatta hiç bir şey, bazen göründüğü gibi olmayabiliyor. İŞTE buna “19-ONDOKUZ” denilir. YALNIZCA KURAN demek YALINIZCA DOĞRU MANA demektir. Bazen YALNIZCA DOĞRUYU, YALNIZCA GERÇEĞİ bulmak için görünenden, bilinenden daha fazlasına ihtiyacın olur. Bunun için de olayların ARKA PLANINDA olan biteni araştırırsın. İşte buna TEDEBBÜR-DUBUR denilir. Allah`da Kitab ayetlerinin ve Kuranın bu şekilde anlaşılmasını ister 4/82, 38/29. MİSAL, 19`un matematiksel kısmı bizi ilgilendirmez. Bu kısım ile uğraşanlara KALBLERİNDE HASTALIK OLANLAR denilir. Bizler Yalnızca KURAN deriz. Genel kabullere göre ya da arkeolojik kalıntılara göre değil, MANANIN hayatımızda ki yerine bakarak ona KURAN deriz.

Eğer hayatımızda bu sıralamayı doğru bir şekilde anlarsak ve tüm işlerimizi bu ölçülere uygun bir şekilde doğru anlayıp gereğini yaptığımızda ŞAKİRİYN oluruz.

KURAN`DA KİTAB-KURAN-VAHY-AYET-ZİKR NEDİR?

KİTAP; Tarafından belirlenen ve-veya tarafına belirlenen, yaşam için elzem olan ve anlaşılması gereken olaylar, kurallar, yazılar, karakterler, davranışlar, düşünceler silsilesidir yani kısaca okunabilir hükümde olan her şeydir 83/9-20, 27/28, 13/43. KURAN; Kitabın DOĞRU bir şekilde anlaşılmış ve bu şekliyle de anlatılacak, uygulanacak haline denilir. 29/45`ten 27/92`ye gidin. 29/45`te kitaptan vahyedilen şey tilavet edilecekmiş. Bu tilavet edilecek olan şeyin 27/92`de El Kuran`a denk geldiği görülür. VAHY; Sana geldiğinde seni etkileyebilen ya da kontrol edip yönlendirebilen, iyi yönde de kötü yönde de olabilen her türlü bilgi, hareket, motivasyon ya da ilhamdır. KÖTÜSÜ için 6/112, iyisi için 19/11 ve 5/111`e bakabilirsiniz. Eğer iyi olanı aktarırsan, bunun adı KURAN`dır. Kuran, hayattan ya da Allah'ın kitabından çıkarılan DOĞRU MANA`dır. AYET-EL AYATÜ; vahiy ışığında yaşanabilir güncel olaylardır. Vahyin pratize edilmiş halidir, yaşayarak öğrenmektir. Yani, hayatta şahit olunan herhangi bir olayın Kitapta ki karşılığı ya da Kitapta varlığına şahit olunan herhangi bir olayın hayatta ki karşılığının ifadesidir. ZİKR; mükemmele ulaşma çabası iken, EZ ZİKR; bir fikrin, anlayışın, yaşam şeklinin, bakış açısının, ilmin, kırılamazlığının sonucunda aldığı isimdir yani Mükemmel olandır. Asıl olan Ez Zikr makamına ulaşmaktır. Bu makama SAD 38/1 denilir.

Önce HAYAT`tan DOĞRU manayı çıkar. Sonra da bunu MÜKEMMEL kılmak için çabala ve sonra da bu Mükemmeli KORU. Yani KİTAP içinde ki KURAN`ı çıkar. Sonra da bunu KIRILAMAZ hale yani EZ ZİKR haline getir ve bunu da KORUMAYA al. Ancak EZ ZİKR korunur 15/9. KURAN`ın artık KIRILAMAZ hale geldiğinde ki makama SAD denilir.

KURAN`DA İNSAN ve DİN NEDİR?

İnsanlar, iyiliği hem kendilerine haz verdiği için hem de karşısındakine hayır içerikli olarak menfaat sağlayacağı için yaparlar ve bunun sonucunda ortaya CENNET çıkar. İnsanlar, kötülüğü kin ve nefretlerinden karşı tarafı manen ya da madden zarara uğratmak için yaparlar, böylelikle CEHENNEM`i oluştururlar.

İNSAN denilen şey Kuran`da; birşeyi duyu organları ile hissettiğinde ona karşı strateji geliştirendir ve bunun kapsamına sadece bizler girmeyiz. Yani; bir ateş gördüğünde onu nasıl kullanacağını biliyorsan ya da bir su gördüğünde onu nasıl kullanacağını biliyorsan, bu senin İNSANİ özelliğindir 27/7 (inniy ANASTÜ naren=ben bir ateş anese yaptım). Bu özellik sadece bizde bulunmaz, hayvanlarda da bulunur. VAHY karşısında takınılacak pozitif tavır, bu tavrı takınanı İNSANlaştırır.

Kitabta hayatınızda yer edinmeyecek bir kavram yahut cümle yahut ayet yahut yazılım yoktur. Hepsi insanla alakalıdır ve insanın kendisinden bahseder. Örneğin; Musa denilen kişinin denizi yarması, Muhammed denilen kişinin ayı parmağı ile yarması, Yunus denilen kişinin balığın karnında kalması, Meryem`in İsa`yı doğurması, Meryem`in hurma dalını sallayıp yemesi vs vs vs vs.. bunların hiç biri lisani gramer anlamında olmayıp, bizzat insanın hayatında ki hal-tavır-davranışları ile alakalıdır. DİN denilen şey; İnsanın bir şekilde kendini bir takım varlıklara, Allaha, Yehovaya, eşine, annesine, babasına, çocuğuna, arabasına, bakkalına, manavına, arkadaşına, sevgilisine vs vs vs.. borçlu olduğunu hissederek, İÇ GÜDÜSEL olarak geliştirdiği DÜŞÜNCE ve EYLEMLERİN tamamıdır! Din denilen şey, kendine ateist yahut sünni diyenlerin bildiği gibi ve alay ettiği gibi içerikte değil, tamamen insanın kendisi ile alakalı olan birşeydir. Bir insanın yaptığı işe kendini vermesine DÜNYA, bundan elde ettiği hazz ya da diğer menfaatlere HAYATEDDÜNYA, bu menfaatleri kendi isteğince başka şeylerde kullanmasına METAULHAYATUDDUNYA denilir. Kitap ve bundan çıkarılan doğru mana yani KURAN, insanın Din anlayışını düzenler ve onu mutlu kılar, amacı budur. KİTAB deyimini hayat, KURAN deyimini ise bu hayatı doğru anlama şeklinde de algılayınız.

Bakın, ilk insanlardan günümüze ve son insanlara dek iyilik ve kötülük olgusu var olacaktır. Bunu ister müslümanım desin ister ateistim desin her insan seçimini yaparak kullanacaktır. İyilik yapanlar insanlara faydalı olacak, kötülük yapanlar insanlara zararlı olacaklardır. İnsanlar arası ayrıştırıcı etiketlemeler ötekileştirmektir, birbirlerini üstün göstermek amaçlıdır. Bizler İNSANIZ, amacımız da adam gibi İNSAN olmaktır. Birileri okuduğunu yanlış anladı ya da sorgulamadı diye o şeyi aşağılamak ki bu ister müslümanım diyenin olsun ister ateistim diyenin olsun YANLIŞTIR. Bir şeyin güzel olup olmadığı onu ortaya koyacak olan İNSANLA alakalıdır. Örneğin; araba kullanmayı bilmeyen birisinin arabayı kullanmaya kalkıp kazaya sebebiyet vermesi, o arabanın KÖTÜ olduğunu göstermez. O arabanın bir amacı vardır ve kullanmasını bilmen gerekir. Araba senin bir yerden bir yere kullanmasını biliyorsan kontrollü bir şekilde götürülmene yarar, kullanmasını bilmiyorsan o arabayı kullanmasını öğrenene kadar binmemelisin.

ÖZETLE Kitab`tan çıkarılan Kuran`da; SAVAŞLA, CEZA İLE, ASIP KESMEK İLE alakalı meallerin hiçbirisi KURAN değildir arkadaşlar. O manalar, kastedilen doğru manalar değillerdir. Bunu nereden anlıyoruz? TABİ Kİ Sorgulayarak. Birşeyi okumuş ama anlamamış olabilirsiniz, bu “O ŞEYİN” sapıkça ya da aptalca olduğunu göstermez. Sorgulayarak hareket ediniz, lakin iş hakarete küfüre dönüşünce bütün AKILLI SORGULAMALAR önemini ve değerini yitiriyor, değersizleşiyor. AKLA ve MANTIĞA değer veren Kişi “MESAJIN İÇERİĞİNE” bakar.

HALİL SERGİN

Kitab, hayattır. Kur`an ise hayatın doğruları.


Uludağ Üniversitesi'de okudu
Teknolog Bilgisayar'da çalışıyor


  • Yorumlar
  • Facebook Yorumları

1 yorum:

  1. Teşekkürler bundan iyisi cansağlığı, bende bir vatandaş olarak Kur'an'ı çok araştırıyorum diyanet zihniyetli insanlardan da uzakk durup daha çağdaş Kur'an'ı sizlerinde bize nemânâ verdiğine değinerek anlattıklarınızı zevle okuyup videoları dinliyorum tekrar Teşekkürler ağızlarınıza sağlık.

    YanıtlaSil

Item Reviewed: Kur-an Kitab Dubur (Önemli Özet) Description: Rating: 5 Reviewed By: Unknown
Yukarı Git